Ben Çal’lıyım. Memleketimi her ziyaretimde, babam aktarma istasyonuna kadar gelir ve beni çeşmenin başında beklerdi. Eşimle son günlerde Ankara’dan trenle Çal’a ziyarete gittiğimiz zaman Aydın hattı üzerindeki aktarma istasyonu olan Kaklık’a geldiğimizde, eski alışkanlığımıza uyarak, eşimle beraber, çeşme başında babamı aradığımız hâlde bulamadık, üzüldük. Hastalığı yüzünden gelemediğini düşündük. Tam bu sırada, İzmir yönünden gelen ve istasyondan ağır ağır hareket eden trenin penceresinde babamın, bize bakarak gülümsediğini gördük. İkimiz de harekete geçen trenle beraber onun hizasında yürüyerek nereye gittiğini öğrenmeye çalıştık. Fakat, hiçbir cevap alamadan tren hızlandı, gözden kayboldu. Eşim ve ben, babamın bizi selâmladığı elinde yüzük olduğunu iyice fark etmiş ve bu hâle şaşmıştık. Çünki babam yaşlıydı, elinde alyans yüzüğü olmadığını kesinlikle biliyorduk. Şaşkınlık ve merak içinde Çal’a vardığımız zaman, babamın, gelmemiz için bize telgraf çektiği günün ertesi günü vefat etmiş olduğunu öğrendik. Ankara : A. Ç. |